Siber Kültür & Tarih & İnternet
Osmanlı devleti neden 1699’dan sonra gerilemeye başlamıştır? Sanayi devrimini neden kaçırdı?
O yıllara baktığımızda ordunun yapısı tımarlı sipahilerden oluşuyordu. Tımarlı sipahiler ise kendilerine tahsis edilen topraklardan ticari ürünlerin veriglerini alarak Tımar sahipleri tarafından beslenen atlı askerlerden oluşuyordu.
Yaklaşık 50 bin tımar sahibi ortalam 4 tımarlı sipahiden 200 bin kişilik bir orduyu eğitip besliyordu. Yeni topraklar alındıkça da yeni tımarla açılıyor, hem ordu artıyor hem de toprakların denetimi sağlanmış oluyordu.
İlk tetiği Osmanlılar bulmasına karşın çok da üzerine gitmemişlerdi. Çünkü bir atış yapıldıktan sonra tekrar atış yapabilmek için uzunca bir süre hazırlık yapılması gerekiyordu. Bu da savaş anı için çok da pratik bir çözüm sunmuyordu. Zaten önden akın eden tımarlı sipahiler giydikleri çevik savaş kıyafetleri ve atları sayesinde çok hızlı bir şekilde ilerleyip düşmanı mağlup duruma düşürebiliyorlardı.
Avrupalılar ise bu durumdan oldukça rahatsızdı. Osmanlı Devleti ilerledikçe ilerliyordu. Viyana yakınlarına kadar gelmişti. Bir çözüm üretilmesi gerekiyordu. 30 yıllık bir ar-ge sonrası Lineer Ordu sistemini geliştirdiler. Bu sistemde silah doldurma işlemi adım adım belirlenmiş, yanyana zuunca dizilmiş askerlerden altı (daha sonra üçe düşecek) sıradan oluşan ordu atışını yaptıktan sonra belirlenen adımları gerçekleştirerek en arka sıraya geçer. Bu sırada ikinci sıradakiler atış etmektedir. Böylece atışda devamlılık sağlanmış olur ve düşman kılıçla mücadele seviyesine daha gelemeden dağıtılmış olur.
Avrupalıların bu sistemi kulllanmaya başlamasından sonra Osmanlı Devletinin ilerlemesi durmuştur. Savaşta başarısız olan tımarlı sipahilerden tımarlar alınmaya başlayınca onlar da geri dönemeyip dağa çıkmışlar, haraç kesmeye başlamışlar, Celali isyanını başlatmışlardır.
Daha sonra Yeniçerileri kullanmya çalışmışlarsa da onlar yapı olarak hazır olmadıklarından bir süre sonra ortalık karışmış, onlarda kaldırılmıştır. Böylece 1699’dan Birinci Dünya Savaşına kadar neredeyse hiç bir savaşta Türk ordusu düşmanla birebir karşı karşıya gelemeiştir. Gelse galip gelecektir fakat Lineer ordu sistemi ile bu çok da mümkün olamamıştır. Birinci Dünya savaşında ise gereken başarı elde edilmiştir.
Şimdi yüzyıllardır devam eden bu lineer savaş internet ortamının önem kazanması ile birlikte önemini yitirmeye başlamıştır. Internetin özgür yapısı gereği her bir IP diğeri ile aynıdır. İnterneti kullanan her birey yaş,dil,din,ırk, sosyal statü, şirketin büyüklüğü, her ne olursa olsun aynı haklara sahiptir. Gerekli parametleri sağlarsa bir şahıs, koca bir holdingin önünde Google’da karşınıza çıkar. İşte bazılarının çekemediği bu nokta onlar kabul etse de, etmese de böyle devam edecektir. İşte o zaman bugüna kadar kazanılmış hakları(!) ile üstünlük elde edenler, er meydanı olan internette gerekli atılımı yapamadıkları için yenilmeye mahkum kalacaklarıdır.
Kamil Mehmet ÖZKAN
yenimedyacı
( Burada yer alan hikaye ve ana fikir Cemil Türün tarafından Siber Kültür
dersinde anlatılmış olup, bu yazı bir öğrencinin ders notları niteliğindedir. )
sehriye
06 Mart 2011 at 19:31Anlamadığım yerler var :S
admin
07 Mart 2011 at 18:14Merhaba,
Anlamadığım dediğiniz konularda bana mail atabilirseniz elimdeki kaynaklardan işinize yarar birşeyler bulabilirim belki.
Teşekkürler.