Yeni medya, dijital dönüşüm, tasarım odaklı düşünme, pazarlama, psikoloji üzerine bolca okuyup faydalı olduğunu düşündüğüm kaynakları ve düşüncelerimi burada paylaşıyorum.

Özellikle teknolojinin insanların ve toplumların yaşam, düşünce ve iş yapış biçimi üzerindeki etkisini incelemek ilgi alanım.

1986 Bursa doğumluyum. Bursa Anadolu Lisesi, İstanbul ticaret Üniversitesi İşletme Bölümü ve Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Yüksek Lisans Bölümünü tamamladım. 2012 yılında yayınladığım tezin içindeki pek çok önerme çoktan hayata geçti.

2006 yılında ilk stajım ile birlikte başladığım iş hayatında 9 farklı sektörde masanın farklı tarafındaki yer alarak tecrübe edindim. Diğer yandan bir girişimci olarak da çok fazla başarısızlık hikayesi yaşamanın haklı gururunu yaşıyorum. Şuan 16 farklı sektörde faaliyet gösteren firmalara pazarlama ve dijital dönüşüm stratejileri danışmanlığı hizmeti veriyorum. Eğer size faydalı olabileceğimi düşünürseniz lütfen iletişime geçin.

Dijitale Geçiş Çabaları, Taklitçiler

Akıllı telefon satışları tüm hızıyla artmaya devam ediyor. Tablet satışlarının PC’yi geçeceği gün beklenmeye başladı bile. Windows 8 sayesinde PC’lere de dokunarak hükmedebileceğiz. TV’ler ağa bağlanıp en az bir PC kadar bize internet deneyimi yaşatır hale geldi. İnternet’te harcanan zaman hayatımızın büyük bölümünü kaplamaya başladı. Sosyal ağlar ise aslan payını alıyor… Kısaca herşey dijital çağın gerekliliklerine uygun ilerliyor.

Tüm bunlar tüketici cephesinde oluyor. Markalar tarafında ise her zaman olduğu gibi öncüler, takipçiler, taklitçiler ve yeniye ayak uyduramayanlar var. Baştan söyleyelim son maddedeki şirket ve markaların yaşama sansı çok fazla yok. Bunu “#adaptordie” diyen Brain Solis detayı olarak açıklıyor. Benim bugün değinmek istediğim nokta taklitçiler. Yani bugüne kadar bir şekilde dijital iletişime başlamamış, ürünleri için dijitali satış kanalı olarak kullanmamış, ama pazarın bu yönde gittiğini geç de olsa farkederek adım atmaya karar vermiş markalar.

Bu markaların en büyük sorunu yeni iletişim ve satış kanallarını kullanmakta çok esnek olmayan bir yapıya sahip olmaları. Eğer dijital iletişim yaparsalar, e-ticaret mağazası açarsalar onlar için ne olumsuz olabilir, hangi tehlikeler onları beklemektedir, bunun peşindeler. Bu yeni iletişim alanı ne gibi fırsatlarla doludur, e-ticaret, uzun kuyruk gibi kavramlar satışlarını nasıl artırır, daha düşük birim tanıtım maliyeti ile nasıl daha fazla satış yapılır çok da önemsenmez. Onların ilgi alanına girmez. Ya global merkez bu yönde bir istekte bulunmuştur veya patron bir yerlerden duymuş. Böyle birşey varmış biz de yapalım bak A şirketi yapmış, C henüz yapmamış modundadırlar. Dünya buraya doğru gidiyor, biz de bunu engelleyemiyoruz madem içinde bulunalım mantığındadırlar.

Yöntem olarak ise alanında en güvenli şekilde başarıya ulaşmış bir/birkaç örnek bulunur ve onlar birebir taklit edilir. Ne de olsa Amerika’nın bir daha keşfedilmeye ihtiyacı yoktur. Her türlü yenilik önerisi, ne gibi olumsuzluklar getireceği bilinmediği için özenle reddedilir. İşte bu gibi şirketler ve markalar taklitçiler olarak zincirin sondan bir öncesinde yer alırlar. Bunlardan daha zararlısı ile dijitalin geçici bir trend olduğunu düşünüp iş yapış mantığını ona göre düzenlemeyenlerdir ki bunlar için söylenecek çok fazla söz yoktur.

Kamil Mehmet ÖZKAN

Kamil Mehmet ÖZKAN

◾️Digital Coach™️, New Media, Advisor, Speaker, Writer, Digital, Mobile, New World, New Customer, Istanbul, Gourmet Foods, Travel, Blogging

No Comments

Post a Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.