3 kuruş, 5 köfte, 1500 tık!
Satılacak ürün hazır,
Kalite, uygun fiyat, teslimat her şey mükemmel tasarlandı,
İlk etapta yazılım ve tasarım maliyetine katlanmak istemezseniz ücretsiz platformlardan çok özellikli hazır yazılımlara kadar her şey de tamam.
Hemen bütçeye göre ajans veya bilen bir çocuk sistemi kurdu.
E -ticaret sitesi açılır.
Şimdi Dünyadaki tüm müşterilere ulaşabilirsiniz.
Aslında kazın ayağı öyle değil.
Kabaca rakamlara bakacak olursak;
- 2,4 Milyar internet kullanıcısı,
- 600 Milyon web sayfası,
- 1 Milyar Facebook üyesi,
- 35 Milyon internet kullanıcısı Türkiye’de
- Nüfusun %92’si hala e-ticaret işlemi yapmamış.
Teoriye göre 2,4 milyar insana ulaşabilirsiniz. Ama pratikte bu böyle olmuyor.
İnternettin görece sonsuz sularında serbest dolaşımda bulunan müşterilerin sizi bir şekilde bulması gerekiyor.
Rakipler ise sayılamayacak kadar çok.
E-ticaret sitesi açmak artık para yatırmadan da yapılabilen bir şey. Sadece satacağınız ürün ve hizmeti tedarik edip müşteriye ulaştırabilecek bir ağı kurgulayın.
Asıl önemli mesele dükkan müşteri çekebilmekte.
- Ne kadar reklam yapacaksınız?
- Hangi kanalları kullanacaksınız?
- Pazarlama bütçeniz var mı?
- Bunu nasıl yönetiyorsunuz?
İnternetin ilk dönemlerindeki gibi değil artık. Dünyanın en kaliteli ürün/hizmetini en iyi koşullarda sağlasanız bile tanıtım yapmadıkça, ücretli/ücretsiz her mecrada yer alıp tüketicinin dikkatini çekmedikçe kimse dükkana gelmez.
Sitenin SEO altyapısından, sosyal medyadaki itibar yönetimine, arama motoru reklamlarından viral pazarlamaya kadar birçok kolda mesajınızı müşteriye ulaştırmanız gerekiyor.
Bunun için de bir pazarlama bütçeniz olması gerekiyor.
Reklamsız, tanıtımsız popüler olan e-ticaret siteleri geçmişte, webin ilk dönemlerinde kaldı. Her gün
Ürüne ve siteye ne kadar yatırım yapıyorsanız en az bir o kadar miktarı da pazarlama bütçesi olarak belirlemeniz gerekiyor.
Üç kuruşa beş köfte verilmediği gibi, hiç yatırım yapmadan da e-ticaret sitesine müşterilerin akın etmesini beklememek lazım.
Kamil Mehmet ÖZKAN
No Comments