Tasarım Odaklı Düşünerek Hayatı Kolaylaştırmak
Geçtiğimiz aylarda bir şans daha verdiğim Apple Müzik aboneliğimi sırf istediğim müziklere kolayca ulaşamadığım için iptal ettirip yine Spotify servisini kullanmaya başladım. Spotify’ın da çok kullanışlı bir arayüz tasarımı olduğu söylenemez. Mecburiyetten diyelim. Diğer taraftan Turkcell’in ücretsiz sunduğu Fizy servisini birkaç deneme sonunda telefonumdan kaldırmak zorunda kaldım. Anladım ki deneme amaçlı bile diğerlerine alternatif olamaz.Forumlarda yazılan yorumlara, sosyal medya eleştirilerine baktığım zaman benim gibi pek çok kişinin olduğunu görüyorum. Ürünün pazarlamasına ve tanıtımına harcanana bütçelerin küçük bir kısmını kullanıcı deneyimini geliştirmeye ayırsaydılar şimdi ürün çok farklı noktalarda olurdu. Peki sorun ne? Tasarım odaklı düşünülmeden yönetmek…
Tasarım neden önemlidir? Tasarım son kullanıcının yani müşterinin ürünü gördüğü, dokunduğu, hissettiği kısmı ile ilgilidir. O yüzden uygulamanın içindeki kodlar veya içerik önemlidir ama onunla kullanıcının nasıl etkileşime geçeceği çok daha önemlidir. Bir dönem geniş kitleler için şık ve lüks kavramlarını çağrıştırsa da son yıllarda teknolojinin ekranlardan çıkıp oturduğumuz koltuğa, baktığımız duvara, kullandığımız ayakkabıya girmesiyle birlikte tasarım çok daha fazla önem kazandı. Aslında tasarımdan kastımız müşterinin ürün ve hizmet satın alıp kullandığında yaşadığı deneyim, ürünle etkileşime geçtiği alanlar ve kullanımı esnasında hissettikleri. Sadece satın alma ile de bitmiyor aslında. Satış sonrası kullanım ömrü dolana kadar müşterinin yaşadıkları ile üretim ekiplerin bu ürünü üretmeye karar verme aşaması arasındaki tüm süreçlerin tasarlanması denilebilir.
Tasarım temelli düşünme gereksinimi fiziksel dünya ile dijital dünyanın birbiri içine geçmesi ile yaşanılan deneyimlerin ön plana çıkması olarak hayatımıza girdi denilebilir. Bir anda yoğunlaşan hayatlarımızda tasarımın kısayollar oluşturarak hem daha konforlu hem de yeri geldiğinde çok daha kısa sürede birşeyler yapabilme imkânı sağlaması da önem kazandırdı.
Dijital ve gerçek dünya arasındaki bu yakınsama aynı zamanda hibrit uzmanlıkları da ortaya çıkardı. Günümüzde mimar, modacı, pazarlama uzmanı, web tasarımcısı ve devre tasarımcının aynı çatı altında istihdam edildiği ve proje ürettiği, birbirlerinin uzmanlık alanlarına müdahale eden çalışmalar yürüttüğü bir dönemdeyiz. Ofisler, evler, kamusal alanlar, mobil uygulamalar, sanal gerçeklik içerikleri, web siteleri gibi projelerin tamamı tasarım odaklı düşünme yöntemleri ile kullanıcıların hayatlarını kolaylaştırmak için tasarlanıyor.
Tasarım odaklı ve kullanıcı deneyim merkezli düşünme ile kamusal alanlar, toplu yaşam merkezleri, sosyal olanaklar ve hizmetler de tasarlanıyor. Ulaşım sistemlerinin tasarımı bir şehri çok daha yaşanabilir kılarken, ana arterleri çok iyi tasarlanmamış şehirlerde yoğun trafik hem ekonomik hem de psikolojik kayıplara yol açıyor. Şuan oturduğum cafeye gelirken indiğim metro istasyonu (Bağlarbaşı Durağı – Üsküdar) trene iniş ve çıkışları o kadar kötü tasarlanmış ki iki kademede yüzeye çıkmak çok mümkünken ters konumlandırılmış merdivenler ile çok daha zor. Üstelik olası bir acil durumda sıkışık bir tahliye süreci yaşanması muhtemel. Yıllar önce Tübitak ile İstanbul Belediye’nin ortak çalışması ile Metrobüs yolcu trafiği analiz edilip yeni hatlar konulduğunda tıkanıklık yaşanan bazı duraklar biraz olsun rahatlamıştı. Bu örnekler çoğaltılabilir. Çok daha yaşanabilir şehirler inşa etmek için tasarım temelli düşünme süreçlerini yaygınlaştırmak gerekiyor.
Tasarım odaklı düşünme yöntemleri ile süreçlerin tasarımı hem hayatı kolaylaştırırken hem de toplulukları yönlendirip kolayca eğitilebilir. Eğitim, vergi, sağlık, ödeme, tahsilat gibi çok geniş kitlelere hitap eden hizmet kalemlerinde süreçlerin tasarım temelli düşünülerek yapılandırılması hayatı kolaylaştırırken diğer taraftan çok daha az kaynak tüketimine olanak sağlamaktadır.
Richard Thaler bu alanda yaptığı araştırmalar ve geliştirdiği modelle ekonomi alanında 2017 yılında Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazandı. Kullanıcı deneyim süreçleri tasarımı ve davranış ekonomisi konusunda kaleme aldığı ve Türkçe’ye “Dürtme” olarak çevrilen “The Nudge” isimli eserini mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Tasarım Temelli Düşünce Sistemi
Tasarım temelli düşünce sisteminin uygulanması için yine Nobel Ödüllü Herbert Simon‘un geliştirdiği 5 adımı uygulayarak hem günlük yaşamda hem de hangi sektörde olursak olalım iş yerlerimizde değer üreten ve hayatı kolaylaştıran uygulama ve kararlara imza atabiliriz.
Empati kurun (empathize):
Kullanıcılarınızla empati kurun. Onların neden sizin kullanıcınız olduğunu, nelerle karşışalabileceklerini anlamaya çalışın.
Tanımlayın (define):
Kullanıcılarınızın ihtiyaçlarını, sorunlarını ve içgörülerinizi tanımlayın.
Tasarlayın (ideate):
Tanımladığınız problem, sorun ve ihtiyaçları çözmek için tasarlayın. Ürün, alan veya süreç. Her ne ihtiyaç ise tasarlayın.
Prototipleyin (prototype):
Tasarladığınız çözümleri hayata geçirmek için prototipler hazırlayın.
Test edin (test):
Hazırladığınız bu prototipleri test edin. Gerçekten istediğiniz sonuçları alıyor musunuz? Bunu gözlemleyin.
Müzik servisi seçimine gelecek olursak şimdilik Spotify’da devam ediyorum. Ancak milyonlarca şarkı içinden tam istediklerimi bulacak bir bilgi mimarisi ve sadece işe yarar fonksiyonların olduğu bir uygulama arayüzü henüz yapılmadı. Üzerine çok düşünülmesi, eldeki büyük veri çok iyi şekilde anlamlandırılması gerekiyor. Apple’ın arayüzü ise tam bir hayal kırıklığıydı. Kullanıcı deneyimi tasarımı konusunda global anlamda yaygınlaştıran bir şirketin bu şekilde bir ürün geliştirmesi kesinlikle büyük hayal kırıklığı. Tıpkı çok şık tasarladığı Macbook’lar için dünyanın en çirkin USB ve HDMI girip aparatını tasarlaması gibi…
Kamil Mehmet ÖZKAN
No Comments