Unimarketing’e Davet !
Geçen yıl Bilkent Üniversitesi Mühendis Topluluğu’nun düzenlemiş olduğu 3 günlük “Yönet2008” Liderlik ve Yönetim Kampı’nın son gününde Case Camp yapılmış ve Finansbank’ın daha çok üniversiteli gençleri hedeflediği yeni ürünü Go Card hakkında gerilla pazarlama taktikleri gençleri tarafından sunulmuştur.
Şirketler milyonlarca dolar yatırım yaptıkları ürünleri pazarlarken bazen çok acemice, pardon çok profesyonelce davranıp birkaç kişilik pazarlama departmanları ile radikal kararlar almakta ve milyonlarca lira yatırım yaptıkları ürünleri, çoğu zaman piyasayı okuyamayan pazarlama müdürlerinin sayesinde piyasadan bir süre sonra çekilmeye mahkum oluyorlar. Günümüz arz yoğun, talep az pazar yapısında onlarca benzer ürünler sunan rakibimiz varken klasik pazarlama yöntemleri bile sonuca sizi ulaştıramayabiliyor. WOMM, gerilla, dijital ve online pazarlama yöntemleri artık daha yoğun olarak kullanılmakta, tüketicinin çok farklı yönlerden dikkatini çekmek çabalanmaktadır.
Finansbank’ı burada tebrik etmek gerekiyor, çünkü ürününü pazarlamak için ürünü alacak kişilere, üniversite öğrencilerine sormuştu. Tabi bu arada bu fikirlerden kaç tanesi hayata geçirildi o da ayrı araştırma konu olabilir. Ama Türkiye’nin birçok ilinden ve üniversitesinden başvuruları kabul edilerek gelmiş öğrenciyi şehrin dışında bir otelde 2 günlük liderlik, yönetim ve gelişim üzerine eğittikten sonra alınan fikirler birçok alanda işe yarayacaktır.
Bu belgede yer alan fikirler benim de içinde yer aldığım ve gönüllerin birincisi ama listenin ikincisi olan 12. Gruba ait. Örnek olması için burada yayınlama gereği hissettim. Adıyla uyumlu olmak için değildi ama 6 kişilik grubun beyin fırtınasından 12 adet bağımsız gerilla pazarlama önerisi sunulmuştu. 14 grup olduğunu ve her birerinin en az 10 fikirle sahnede yer aldığını göz önüne alırsak tam bir beyin fırtınası, fikir yağmuru vardı o gün orada. Bahsettiğim gibi Finansbank bu fikirlerin kaç tanesini benimseyip hayata geçirmiştir bilinmez ama, herhangi konuda değişik fikirleri bulmada sıkıntı çeken firmalar için mükemmel bir çözüm yolu olduğu kesindi.
İşin içeriğine gelecek olursak, o gün orada dile getirilen fikirlerin en önemlisi ise üniversitelerde bulunan öğrenci kulüplerine isim sponsoru olarak onların çalışmalarını desteklemek ve aynı zamanda kendi marka bilinirliği üzerine üniversite öğrencisi üzerinde pozitif bir etki bırakmaktı. Bunun marka bilinirliğine yapacağı olumlu etkiyi profesyonel pazarlamacılar benden daha iyi hesaplayacaktır. Burada hem üniversitedeyken grup çalışmasının ve sorumluluğun öğrenildiği üniversite kulüplerine bir fayda sağlarken harcanan kaynak kendini fazlasıyla karşılıyordu. Evet bu da meşhur kazan – kazan modellerindendi.
Bu fikri Finansbank gerçekleştirmedi ve çok büyük bir fırsatı kaçırdı. Buradan gençlere yönelik ürünler çıkartan tüm firmalara sesleniyorum. Bu fikri gerçekleştirerek hem sosyal sorumluluk alanında başarılı bir proje olabilecekken hem de sayıları milyonları bulan üniversiteli öğrenci kitlesine en kolay biçimde ulaşabilme yoludur. Diğer yollardan kampuslere girmeye çalışan firmaların ne kadar bir maliyetle karşılaştığını az çok tahmin edebiliyorum.
Buradan da seslenelim. Bu konuda çalışma yapacak olan şirketleri üniversite kulüpleri ile buluşturmak ve olayı organize etmeyi kendimize borç bilelim.
Kamil Mehmet ÖZKAN
(Not : Bu yazı yazıldığında sosyal medya araçları günümüz kadar yaygınlaşmamıştı. Yukarıda anlatılanları çoğunu markalar ve öğrenciler artık dijital platformlarda yapmaktadır. İleriki yıllarda bu dönüşüme eğitim yöntemleri de katıldığında kampüs kavramı da geçerliliğini yitirecektir.)
unigenc
06 Mayıs 2009 at 14:21bu yılki program da çok güzeldi.
marketpro
06 Mayıs 2009 at 14:21Gençlere yönelik pazarlama yapan daha kapsamlı firmalar kurulmalı. bunu da gençler yapmalı.