Dönüşüm Suçluları İle Birlikte Gelir
Evime kapanmış, hiç olmadığım kadar iş yoğunluğumun olduğu dönemde gece geç saatlerde veya yemek aralarında fırsat buldukça Youtube’a düşmüş çok kaliteli söyleşileri, erişimin kapılarının sonuna kadar açıldığı eğitimleri tamamlamaya çalışıyorum. Yeni şeyler öğrenmenin keyif veren bir yanı var. Taze basılmış kitaplar da hemen yanı başımda bana arkadaşlık ediyor. Hiç olmadığı kadar kaliteli içeriğe ulaşmak için azıcık çaba yeterli. Pandemi günlerinde teknolojinin cömertçe önüme sunduğu nimetlerden fazlasıyla faydalanıyorum. Ne önümdeki cihazların nasıl üretildiği ne de içindeki kıymetli madenlerin nasıl çıkarıldığını düşünmüyorum.
Dün Kültür Üniversitesi’nin davetlisi olarak İyisiyle Kötüsüyle İnternet Webinar serisinin konuşmacısı olarak bir webinar verdim. Konu benim için de bir kısmı ile yeni idi. Dijital dönüşüm ve suç dünyasına etkisi.Ancak internetin, teknolojinin ve dönüşümün toplum ve kültür üzerine ilgisi uzun süredir ilgimi çektiği için hazırlanırken de anlatırken de keyif aldım. Son 4 yy’lık endüstriyel dönüşüm tarihinde biraz yolculuk yapmam gerekti. Kullandığımız her bir elektronik cihazın üzerinde Afrika’da madenlerde, Asya’da fabrikalarda zor koşullarda çalıştırılan çocuk işçilerin kanının olduğunu çok dinlemişizdir ancak çoğu zaman aklımıza bile gelmez. Ekranda bir butona tıkladığımızda, anında bir şeylerin gerçekleşmesini bekleriz ancak o cihazın internet ağına bağlanması için okyanus altına kabloları döşemek için ne zahmetler çekildiğini de çoğu zaman bilmeyiz bile.
Sanayi devriminde her bir versiyon yükseldiğimizde toplum, insan, şirket, kültür kavramları da kökten değişiyor. İnsanın dahil olduğu her olgu bu süreçlerden iyi ya da kötü şekilde etkileniyor. Bazı gelişmeler öyle oluyor ki kimi toplum ve kurumlar için iyi olan şeyler, kimileri için çok kötü sonuçlar ortaya çıkmış oluyor. Tarih kitaplarını yazanlar hangi tarafta ise haklı taraf ona göre yazılıyor. Kimin sesi o dönem çok çıkarsa onun söylediği kabul ediliyor. Bazı şeyler tarihin tozlu sayfalarında bile yer almıyor. Burada son 20 yılda hızlanan dijital dönüşüm süreçlerinin farkı eski dönemlere göre çok daha fazla bilgi, belge ve kayıtın yer alıyor olması denilebilir. Bu da bilgi kirliliğini beraberinde getirerek faydayı bertaraf etmeye de sebebiyet verebiliyor. Biz konumuza dönecek olursak…
Dönüşüm Ezberin Bozulmasıdır
Dijital dönüşüm kavramının tanımını burada çok kez yaptım ama kısaca dönüşüm nedir diye sorsak bence dönüşüm ezberin bozulmasıdır. Bildiğimiz yoldan gidemediğimizde, ezberlediğimiz kurallar geçerli olmadığında dönüşmek zorunda hissetmez miyiz kendimizi. Evden çalışmak verimli değildir diye inanırız. Ama küresel salgın olur. Mecburen çalışırız. Aslında oluyormuş, çok da verimli yapılabiliyormuş demeyi de ihmal etmeyiz. Online satış bizim sektörde iş yapmaz deriz ama bir bakarız aslında tam ihtiyacımız olan çözümmüş. Uçaklar uçmazsa dünya dönmez deriz bir bakarız havayolları uçaklarını park edecek yer bulamazlar. Ama dünya da dönmeye devam eder. Böyle gider örnekler… Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak deriz. Eskisi gibi olmasa da benzeri olmaya devam eder. Ne sanayi ve toplum ilk kez dönüşüyor ne de küresel bir salgın insanlığın gündemine ilk kez giriyor. Daha önce de benzer durumlar yaşandı. Bazı dinamikler değişti. Kazanan taraflar oldu. Kaybeden taraflar oldu. Yine dönüşüm olmaya devam edecek. 5.0, 6.0,7.0… versiyonlar hep değişecek. Önemli olan bu dönemlerde siz hangi taraftasınız.
Dijital Dönüşümün Temelleri
10 yıl önce Yeni Medya Yüksek Lisans programına devam ederken sevgili İsmail Hakkı Polat hocamız yeni medya kavramının 3 temelini kafamıza kazımıştı sağ olsun. Bugün baktığımızda dijital dönüşüm temelleri bu üç kavram çevresinde dönüyor.
- Etkileşimli
- Sanal
- Zaman ve Mekândan Bağımsız
Suç da, üretim de, tüketim de, sosyal yaşam da hep bu üç temel kavramın dokunuşu ile dönüşmeye devam ediyor. Her gün yeni yollar, yeni yöntemler, yeni araçlar ortaya çıkıyor. Ancak hepsi bu üç temel üzerinde dönüşmeye devam ediyor.
Dönüşümün Suç Tarihine Giriş
Dönüşüm hep gerçekleşir. Ama gerçekleşirken hep güzel şeyler olmaz. Acı çekilir. Çekilen acı sonrasında bambaşka formda devam eder hayat. Dünya ve üzerinde yaşayan toplumlar için de bu böyledir. Merak edenler için 6 vaka seçtim. Ben kısaca bahsedeyim. Merak edenler detaylarını araştıracaktır.
Vaka 1- Amaç Hep Daha Fazla Kaynak Bulmaktı
Endüstri devrimin ilk yıllarında gelişimini tamamlayan ülkeler için en önemli iki konu vardı. Daha çok üretmek için daha fazla kaynak ihtiyacı ve üretilen malları satın alacak daha fazla pazar. Günümüzde hala bu iki ihtiyaç devam etmiyor değil. Bir yandan yeni dünya keşfedilmiş. Oradaki toplumlar yok edilmiş. Ülkeleri ve topraklarında yepyeni yapılar kurulmuştu. Yeni dünyada durum bu iken eski dünya da endüstri devriminden nasibini alıyordu. Berlin’de toplanan gelişmiş ülkeler yaşlı kıta Afrika haritasını açıp santim santim paylaşmış ve güçleri yettiğinde kendilerine sömürülecek toplumlar, çalışacak kaynaklar bulmuşlardı. Sonraki hikâyeyi hepimiz biliyoruz. Bugün Londra, Paris, Amsterdam sokaklarında gezerken o zenginliğin, ihtişamlı yapıların nereden geldiğini, nasıl inşa edildiğini de düşünmek ve okumak gerek.
Vaka 2- İngilizler Çin’e Diz Çöktürünce
Yine endüstri devrimi dönemlerini iyi anlamak için güneş batmayan imparatorluk kuran İngiltere’nin Doğu Ticaret Şirketi ve Batı Ticaret Şirketi girişimlerini ve icraatlarını iyi anlamak, okumak gerekiyor. Nasıl kendi ordusuna sahip bir şirket ile koca kıtaları nasıl sömürgesi haline getirdiğini iyi anlamak lazım. Çin ile yaptığı bir savaşı kazandıktan sonra (Öncesinde Çin halkının neredeyse tamamını uyuşturucu bağımlısı yapma hadisesi vardır. Kesinlikle incelenmeli.) 99 yıllığına Hong Kong limanını almaları ve kazandıkları ticari avantajlar da dönüşüm tarihinin önemli hamlelerindendir.
Vaka 3- Çin “Ben Neden Yapmayayım ki” Modunda
Afrika’nın bu endüstrileşen toplumlardan nedir çektiği bilinmez. Aradan geçen yüzyıllar alışkanlıkları değiştirmemiş görünüyor. Son yıllarda bir Çinli liderle yanyana poz veren Afrikalı devlet adamı ve başkanı görüntülerini çokça görüp nedir durum diye merak ediyorsanız durum değişmedi. Çin elindeki ekonomik gücü hem Asya hem de Afrika ülkelerinde devasa yatırımlar yaparak müttefiklerini genişletiyor. Bugün Afrika kıtasında pek çok değerli maden gelir paylaşımı modeli ile 49 veya 99 yıllığına Çinli şirketler tarafından kiralanıyor. İlk görünüşte daha insanı boyutlarda kazan kazan matematiğine göre çalışan sistem tabi ki bir tarafın çok daha fazla kazanması üzerine kurulu.
Vaka 4- Tüm İnsanlığı İnternet’e Bağlamak İstiyoruz
Biraz da dönüşümün dijital sularına gelelim. Geçtiğimiz günlerde gökyüzünde konvoy halinde gezen Starlink uyduları dikkat çekmişti. Elon Musk uzayda kuracağı uydu ordusu ile yer kürenin her yerine hızlı internet vermeyi hedefliyor. Mars ile ilgili planlarını hepimiz biliyoruz. Dünyanın en ıssız noktası Nemo adasına da verir mi bilinmez ama bu amaca sahip teknoloji şirketi SpaceX değil. Google atmosferde dolaşan balonlarla, Facebook yere inmeden günlerce uçabilen drone’larla aynı hizmeti vermenin peşinde. Bu girişimlere bir dizi örnek daha eklenebilir. Bu şirketlerin tek derdinin internete bağlanmayan son 2,5 -3 Milyar insanı internete bağlayarak onların en güncel haberlere ve doğru bilgi kaynağına erişmesi olduğunu düşünüyorsanız çok naifsiniz. Kaynak ve Pazaryeri. Veri elde etmek, yeni pazarlara ulaşmak, toplumları yönlendirmek ve daha niceleri… Belki de yeni Doğu ve Batı Ticaret Şirketleri olacaklar. Belki fazla olsa gerek bir önceki cümlede.
Vaka 5- İnternet Bilgiyi Demokratikleştirecekti, Demokrasiyi Elimizden Aldı
Cambridge Analytica skandalı deyip konuyu kapatmak gerek aslında. Ama Cambridge Analytica ne ilkti ne de son olacak. Neredeyse 4 yıl geçmesine rağmen hala üzerindeki şaibeleri atamayan ABD Başkanlık seçimleri, Brexit Referandumu, Panama ve Afrika’da gerçekleşen seçimler… Dijital mecraların en iyi/kötü özelliği her bir hareket bir iz bırakır. Bu izler akıllıca oluşturulmuş algoritmalar ve akıllı makineler, öğrenip düşünebilen yapay zekalar bizi bizden daha iyi tanır hale geliyor. Bugün performans pazarlama ile ne alacağımızı manipüle eden reklamcıların bir diğer versiyonu da özgür irade ile verdiğimizi düşündüğümüz kararları manipüle etmek. Konu derinlemesine incelenmeyi hak ediyor. Bilgiyi demokratikleştirip herkese özgürce bilgi erişimi sunma amacı ile genişleyen internet değil belki ama bu yapı üzerine kurulan şirketler sayesinde özgür irademizden de olduk. Nokta.
Vaka 6- Teknolojik Kolluk Kuvvetleri
Bir önceki madde ile benzer şekilde günümüzde yapay zekâ destekli sistemlerle suçların işlenmeden tahmin edilebileceği iddia ediliyor. Bazı bölgelerde test ediliyor. Bunu yapan kim? PayPal çetesinden tanıdığımız Peter Theil’in şirketi Palantir. Yine Asya’ya gittiğimizde halkını yıllarda büyük bir güvenlik duvarı arkasında kapalı devre internet ile muhafaza (!) etmeye çalışan Çin pek çok eyalette vatandaşlarının her bir hareketini takip edip puanlıyor ve sosyal olanaklarını verdiği puanlar üzerinden sunuyor. Ne cüretle demek geliyor insanın içinden.
Pandemi dönemindeyiz. İnsan, Toplum, Kültür, Devlet, Şirket, Siyaset, Ekonomi, Ticaret gibi kavramların kökten dönüşümlerine şahit olduğumuz dönemlerdeyiz. Sular dalgalı. Fırtına devam ediyor. Pek çok teknolojik gelişme her gün hayatımızı kolaylaştırırken bir yerde yine büyük suçların işleniyor olması ara sıra aklımızdan çıkmasa ben bu yazıyı yazmadaki amacıma ulaşmış olurum.
No Comments