Corona Günlükleri – 259. Gün – Kapanmak Gerek
Salgının bu topraklarda resmi olarak çıkışından ve ilk evlere kapanmamızın üzerinden 259 gün geçti. Birazcık hava almak için çıkmamız pahalıya mal oldu ve tekrar eve dönüş yolu yavaştan gözükmeye başladı. Tedbiri hiç bırakmayanları ise minnetle selamlıyoruz. Ama ilk zamanlardaki gibi tüm dünyanın tamamen evlere kapandığı bir duruma gider miyiz pandeminin seyri gösterecek. Ekonomi durmamalı, insanlar kendileri dikkat etmeli, devletler önlemler almalı… bu tartışmalar sürüp giderken insanlık elbette 21. yy pandemisini de atlacaktır. Peki ya biz ne yapacağız? Bize ne olacak?
Nasılsınız? Gerçekten nasıl hissediyorsunuz?
Sırasıyla korku, panik, depresyon, sıkıntı, rahatlama, boş verme, küçümseme, zaten grip gibi bir şeymiş, bana bir şey olmaz, korku, endişe, kayıp üzüntüsü derken o kadar karmaşık duygu durumları yaşadık ki. Toplum olarak. İnsanlık olarak. Ama hala devam ediyor. Evimize kapandığımız bahar aylarından çok daha yüksek oranda bir hastalık söz konusu. Kim ne rakamı veriyor veya oranlar neyi yansıtıyor bilmiyorum ama daha önce birinci dereceden tanıdığım çok az kişi hasta iken şimdi o kadar çok hasta olup geçiren, veya vefat eden tanıdığım oldu ki, eğer benim çevremde bir komplo yoksa istatiksel olarak kat be kat kötü olmalı durum.
Bazı ülkeler ise bu durumu aşmış durumdalar. Büyük resmi görmeden önce nasıl yaptıklarına biraz kulak kabartınca bilinçli toplum ve yoğun önlemler olduğu ilk etapta göze çarpıyor. Yoksa son iki aydır yeni vaka görülmemiş ülkelerde neden hala %100 maske takma oranı olduğunu açıklamakta zorlanıyor insan. Tabi sırf aşı satmak veya maske satmak için bu virüsü yaymış kötü niyetli ve gizli kuruluşlar nasıl gizli iseler bazılarımızın gözünden kaçamıyor. Maske tek başına korur mu bilinmez ama maske gibi bunaltıcı bir şeyi takıyorsa o toplumun bireyleri diğer kolay tedbirleri de alıyorlardır diye düşünmeden edemiyor insan.
259 günde o kadar farklı duyguları yaşadık, gündelik hayatımız o kadar değişti ki artık yeni normal dedikleri bu durum da normalimiz oldu. Ama bu normal de eskidi. Bize yeni normaller gerekecek. Her dönem bir seviye atlayarak devam ediyoruz. Ezberimiz bozulmuştu, ezberimizi bozan nedenler de bozulmaya başladı. Tam olarak dönüşüm bu olsa gerek. Bir formdan başka forma öyle tek sefer, tek hamdele dönüşmek ne mümkün. Bir süreklilik hali.
Pandeminin hayatımıza kattıkları da var elbet. Çalışma şekillerimizin değişmesi, her gün milyonlarca dakikalık güzel içeriklerin üretilmesi, eskisi kadar seyahat etme gerekliliği duymadan iş de yapılabildiğinin öğrenilmesi… Dijital dönüşüm kavramını evrende duymayan yoktur herhalde. Bu alanda proje yapmalıyız demeyen bir çalışan da kaldığına inanmıyorum. Dijital dönüşmek çok önemli. ama öncelikle dönüşmek ne demek? Onun üzerine kafa yormazsak bu dönemde aldığımız ve değer üretmeden kullanılmayan teknolojik altyapıların faturalarını da ödeyecek nakit akışı kalmayabilir. Olağanüstü durumlar olağanüstü liderler doğurur. Pandemi sonrasında kimler ayakta kalacak, kimler güçlenecek, kimler sahneden çekilecek hep birlikte göreceğiz.
Hastalık o kadar yaygınlaştı ki… Ben de maalesef bu Covid-19 virüsüne karşı pozitif duygular besledim. Görece ilk durumu hafif de atlattım hamdolsun. Ama hastalığı atlattım mı emin değilim. Hiçbir uzman bu konuda emin değil. Umarım hasarsız geçirmişimdir. Bu hastalık bedenlerimizde iz bırakıyor mu bilinmez ama ruhumuzda derin yaralar bıraktığı kesin.
Sağlık ve esenlikle kalın.
No Comments