Nereye Doğru Gidiyoruz? Büyük Dönüşüm
Medeniyet tarihine kısaca bakıldığında ateşin bulunması, tarıma geçiş süreci, tekerleğin kullanılmaya başlanması, buhar gücü ile elektrik elde edilmeye başlanması, petrol kaynaklı kimya ürünlerinin kullanılmaya başlanması, radyo sinyallerinin yaygınlaşması derken pek çok önemli gelişme listelenebilir. Bu gelişmelerin her bireri insanlık tarihini değiştirecek ve nerdeyse gezegende yaşayan tüm insanları etkileyecek gelişmeler. Ancak tüm bu devrimci gelişmelerin ortak özelliği her bireri görece uzun bir süreçte yaygınlaşmış ve tüm insanlığı etkileri altına alma süreleri çoğunlukla bir insan ömründen çok daha fazla sürece yayılmıştır. Aslında medeniyet hep bir dönüşüm ( büyük dönüşüm ) içerisinde. Ancak son dönem o kadar hızlı ki…
Hiçbir gelişme 1990’ların ortasında hayatımıza giren İnternet ve buna bağlı teknolojik gelişmeler kadar hızlı yaygınlaşmamış, günlük hayatımızı, iş yapış biçimlerimizi kökten değiştirecek etkiler bırakmamıştır. Önceleri sadece iletişim yöntemlerimizi değiştirir iken fiziksel ürünlerin üretilmesinden, kopyalanmasına, kokunun gönderilmesinden, düşünen robotların üretilmesine, sürücüsüz araçların trafiğe girmesinden, yapay organların print edilmesine kadar hayatımızı değiştirmekle kalmayıp ayrıca tüm sektörlerde iş yapış biçimini değiştirip, binlerce yıldan beri kullanıla gelen para kavramını tekrar düşünmemizi sağladı. Aracıların ortadan kalktığı tüketicilerin aynı zamanda üreticiler haline geldiği, klasik pazarlama, yönetim, finans kurallarının anlamsız kaldığı bir dönemdeyiz. Dönüşmeye devam ediyoruz.
Peki nereye doğru gidiyoruz?
Bu sorunun cevabını tam olarak vermek henüz güç. Her şeyin günlük güneşlik olduğu, tüm gezegenin gelişmiş ve huzur içinde yaşadığı ütopyaya doğru mu gidiyoruz, yoksa kullandığımız teknolojilerin bizi esir ettiği, kaynakları tükenmiş bir gezegende yapay zekaların kölesi olduğumuz bir distopyaya doğru mu gidiyoruz zaman gösterecek.
Bugün geldiğimiz noktada artan üretim ve tüketim ile birlikte markalar, platformlar her geçen gün büyümeye devam ederken diğer taraftan Dünya’nın doğal kaynakları aynı hızda tükenmeye devam ediyor. Özellikle son 300 yılda hayatımızda yer alan üretim, dağıtım, pazarlama, bankacılık, finans gibi alanlar hiç olmadığı kadar dönüştü. Uluslararası ilişkiler, rekabet ve savaşlar kökten değişti. 2015’in dünyasında bankalara ve devletlere ihtiyaç duymayan Bitcoin para birimi Nobel’e aday gösteriliyor. Aynı zamanda karanlık alışverişler için en uygun araç olarak kullanılmaya devam ediyor. Hayatımızı kolaylaştırmasını ümit ettiğimiz robot ve drone teknolojileri akıllanmaya ve yapay zeka ile kendi kişiliklerini elde etmeye başlarken diğer taraftan her geçen gün lanse edilen modellere bakıldığında yakın dönemde ölüm makinelerine dönüşmemeleri için hiçbir sebep yok. Şehirlerin güvenliklerini sağlayan robotlar sizi suçlu olarak analiz edip yaralama yetkisi kazanabilir. Bilgi her yerde ve her yerden erişilebilir. En mahrem olanlar bile… Devletlerin bile en mahrem bilgilerini saklayamadıkları bir ortamda kişilerin bilgi gizliliği daha fazla para veren reklam veren çıkana kadar gizli tutuluyor. Toplumsal olayları çıkarmak için sosyal medya platformları ile çocuk oyuncağı haline gelirken kıtalar arası askeri operasyon yapmak Playstation’da savaş oyunu oynamak kadar kolaylaşıyor.
Büyük Dönüşüm Çağı
Peki nereye doğru gidiyoruz gerçekten? Amacım karamsar bir gelecek çizmek değil. Ancak hayatımız boyunca daha önce hiçbir atamızın maruz kalmadığı kadar dönüşümün içindeyiz. Büyük dönüşüm çağını yaşıyoruz. Eğer devam edecek olursa bu zamanları tarih büyük harfler ile yazacak. Belki yazı da ortadan kalkacak. Kim bilir. Diğer taraftan bu büyük dönüşümü gerçekleştirenler de bizleriz. Nasıl bir gelecek istediğimize karar verip ona göre hareket etmek bu gezegende yaşayan tüm inşaların sorumluluğu altında.
Kamil Mehmet ÖZKAN
No Comments