Müşteriyi ve Mega Trendleri Anlamak. (Bir Batış Öyküsü)
“Eğer mega trendleri takip etseydi Instagram’ı Kodak kurmuştu.”
“Eğer gerçekten insanları birbirine bağlasaydı Facebook ilk Nokia mühendislerinin aklına gelmişti.”
Geçtiğimiz hafta Digit Emea’da Igor Beuker’den dinlediğimden beri bu iki cümle aklımı kurcalıyor. Bahsettiğimiz 2 dev şirkette zamanında yaptıkları inovasyonlarla, geliştirdikleri ürünler ile milyarca insana dokunmuş, zamanın en büyük şirketleri olmuş. Milyarca dolar cirolar, onlarca ülkede ofisler kurmuşlar. Biri fotoğrafçılık alanında çığır açmış, diğer bir dönem neredeyse her 3 cep telefonu kullanıcısının 2’sinin cebine girmiş olan bir telefon üreticisi.
Peki ne oldu da bu iki dev ve her geçen gün artan sayısı ile bir zamanlar iş dünyasının devi olmuş markalar birer birer sahneden çekiliyor. Nokia’nın binlerce pazarlama profesyoneli ve mühendis ile yapamadığını Whatsapp nasıl 40 kişi ile yapmaya devam ediyor. Fotoğrafın olmasa ve son kullanıcı tarafında yaygınlaşmasında en büyük şirket olan Kodak neden yok olup gitti de diğer taraftan fotoğraf ve insan faktörünün farklı bir şekilde yorumlayan Instagram başarılı oldu.
Şimdi buraya kadar okuyanlar ne Kodak ile Instagram’ın, ne de Nokia ile Facebook’un aynı kulvarda rekabet eden firmalar olmadığını savunacaklarıdır. Ben de tam onu sorgulamak istiyorum. Tüketicinin ihtiyaçları, beklentileri her geçen gün değişmeye ve dönüşmeye devam ediyor. Bundan 10 yıl önce bir ürünü internete bağlı kılmak için ekstradan 100$ ödemeye hazır olan tüketicinin yerini günümüzde eğer bir ürün bağlı değilse hiçbir şekilde değerlendirmeyen bir tüketici ile muhatap tüm firmalar.
Değişen tüketici ihtiyaçları ve alışkanlıkları son dönemin en popüler konularından ancak kaç firma gerçekten müşterilerini dinliyor ve bundan daha da öte anlıyor. 15 yıl önce Nokia’da çalışan bir mühendis veya iş geliştirme uzmanı firmanın geleceğinin insanları sanal bir ağda bağlamak olduğunu, ürettikleri tüm telefonlarda bunu kolayca gerçekleştirebilecek bir yazılım geliştirilmesi gerektiğini sunsa muhtemelen bu sıradışı teklifi kabul edilmeyecek, zaten hızla büyüyen pazarla ve satış hacminin bu gibi akıldışı (!) projelere ihtiyaç duymadığı konusunda fikri sunan kişi ikna edilecekti. Facebook’un da ötesinde iPhone lansmanından sonra kan kaybetmeye başlayan firma battığını anlayıncaya kadar tuşları olmayan geniş ekranlı telefonlara yönelmeyi reddetti. Tüketiciyi dinlemek yerine yine kendi bildikleri dünyanın gerçekleri ile hareket etti. Diğer taraftan bir başka treni de hızla yaygınlaşan Android işletim sistemini kullanmak yerine uzunca bir süre kendi yazılımı ile devam etme kararı aldı. Hata olduğunu anladığında ise yine başka bir hata yaparak Microsoft’un ekosistem olarak çok zayıf kalmış işletim sistemi ile devam ettiler.
Nokia, “Connecting People” mottosunun gereği Facebook gibi bir platform kurmanın ötesinde temel işi olan cep telefonu üretimi konusunda da arka arkaya 4 ölümcül hata yaparak tüketiciyi dinlemememin maliyetini sahneden çekilerek ödedi. İşin ilginç yanı Microsoft ile imzaladığı anlaşma gereği telefon üretim sınırı kalktığı tarihte Android yazılımlı cihazlar geliştiren bir firma haline geldi. Diğer taraftan Samsung Apple ile başlayan yeni cihaz trendine kulak verip mevcut tasarımlarını ve platformunu terk edip Android ile devam etti. Geldiğimiz noktada yine dünya devi olmasına rağmen her lansmanda bazı jenerik özellikleri güncellemekten öte inovasyon sunamayan Apple’da muhtemelen 5-10 yıl içinde bu performansı ile bulunduğu noktanın çok gerisinde olan bir şirket olarak karşımıza çıkacaktır.
Önemli olan sadece sektöründeki gelişmeleri takip etmek değil. Dijital dönüşüm olarak adlandırılan Dördüncü Sanayi Devrimi’nin yaşandığı günlerdeyiz ve pek çok sektör, faaliyet alanları, pazarların birbirine girdiği bir dönemdeyiz. Şirketleri mega trendleri ve müşteri isteklerini daha dikkatli takip etmesi, yorumlaması ve buna yönelik aksiyon alması gerekiyor.
Sizce 10 yıl sonra Dünya’nın en büyük otomobil üreticisi kim olacak? GM, Toyota, Apple, Tesla, Google?
Kamil Mehmet ÖZKAN
1 Comment