Seni Buraya Getiren Daha İleri Götürmeyecek
Kitap okumanın en gizemli yanı tıpkı konsantre edilmiş bir hap gibi yazarın tüm yaşamı süresince elde ettiği deneyimlerini, tecrübelerini, hayallerini, kurguladığı dünyayı cömertçe sayfalara aktarması ve okuyucunun tüm bu yaşanmışlıklara sadece biraz zaman ayırarak erişebilme lüksü olsa gerek. Her kolay elde edilen şey gibi bu kazanım da çoğu zaman hak ettiği değeri göremez.
Kitapçıların ekonomi pazarlama bölümlerinde karşılaşacağınız Türkçe’ye İş Dünyasından Zirveye Giden Yol olarak vasat altı, genel geçer bir kişisel gelişim kitabı gibi bir isimle çevrilen, aslında iş dünyasının önde gelen üst düzey yöneticilerine en insani hatalarını görmeleri ve düzeltmeleri için yol gösteren bir danışmanın tecrübelerinden süzülmüş olan bir kitaptan neler öğrenebilirsiniz?
Marshall Goldsmith günümüzde en önemli üst düzey yönetici koçlarından biri. 30 yıldan fazla süredir üst düzey yöneticilere koçluk vererek onlara bulundukları konumdan daha ileri gitmelerini engelleyen ve farkında olmadıkları insani hatalarını göstererek düzeltmelerini sağlamaya çalışıyor. Kendi özel formülü, danışanın tüm iş ve yakın çevresini dahil etmesi denilebilir. Sihirli değneği olduğunu iddia eden uzmanlardan değil. Başarısız olduğu durumlarda ise ücret kabul etmiyor. Hizmet verdiği yöneticilerin çok büyük kısmı Fortune 100 listesinde olan şirketlerde çalışıyor. Marshall Goldsmith belki de tüm iş hayatı süresince elde ettiği insan doğası, hataları ve yanlışları üzerine bilgi ve tecrübelerini kalın sayılmayacak bir kitapta cömertçe sunuyor.
Beni bu kitaba yönelten ise okudum yabancı bir makalede kitabın ismini görmem oluştu. Bir anda beni çekti. “What You Got here, Won’t Be Get There” Çok sarsıcı ve kışkırtıcı bir önermesi vardı. Seni buraya getirenler, daha ileri götürmeyecek. Değişmek, dönüşmek zorundasın. Sonrasında hemen bir araştırma sürecine girdim. Kitap neyle ilgili, yazarı kim, nasıl bu kadar iddialı bir kitap başlığı koyabiliyor? Türkçe’ye de çevrilmiş ve normal şartlarda hiçbir şey yapmadan başarıya ulaşmanın kısa yollarını anlatmayı vadeden vasat ismine rağmen aldım.
Bugüne kadar bir şekilde, çalışarak veya şans eseri geldin. Ama kusurların var. Farkında olmadığın, kabul etmek istemediğin, aslında doğru zannettiğin ama yanlış yaptığın kusurların… Sen farkında değilsin ama iş arkadaşların, sosyal çevren ve ailen bunların farkında. Bir adım sonrasına gitmek için köklü değişiklikler yapman gerekiyor. Seni bulunduğun noktaya sabitleyen ve bir sonraki adıma zıplamanı engelleyen şeyi bulmak ve bunu değiştirmen gerekiyor.
Çok fazla yorum yapıyor olabilirsin, rekabet etmeyi çok agresif olmak olarak algılıyor olabilirsin. Karşındaki muhatabını dinlemiyor, sadece kendi fikrine aşık biri olabilir ve bu durumun farkında da olmayabilirsin. Daha farklı hatalar da olabilir. Ama genel anlamda baktığımızda sizi ileri gitmekten alıkoyan 20 alışkanlığın çok büyük bölümü bir şekilde iletişim hatalarından kaynaklanıyor.
Bu 20 alışkanlık;
- “Aşırı” kazanma İhtiyacı
- “Çok fazla” değer katmak
- Yargılamak
- Yıkıcı eleştirilerde bulunmak
- Söze, “Hayır”,”Ama”,”Halbuki” ile başlamak
- Dünyaya ne kadar akıllı olduğumuzu haykırmak
- Sinirliylen konuşmak
- Negatiflik veya “İzin ver de bunun neden olmayacağını açıklayayım” tavrı
- Bilgiyi paylaşmamak
- Başarıyı farketmede başarısız olmak
- Hak edilmeyen itibarı sahiplenmek
- Bahaneler uydurmak
- Geçmişe bağlı olmak
- Gözdelere oynamak
- Üzüntümüzü göstermemek
- Dinlememek
- Minnet belirtememek
- Elçiyi cezalandırmak
- Sorumluluğu Aktarmak
- Aşırı “ben” olma ihtiyacı
Başlıkları alt alta okuyunca bile pek çok şey ifade ediyor. Kitabı okurken her bir hata için gerçek hayatta başarılı olan en az iki farklı yöneticinin hayatına misafir oluyoruz. Marshall Goldsmith’in bu başarılı insanların çevreleri ile yaptığı mülakatlara ve asla kendi başımıza farkına varamayacağımız hataları aslında nasıl da yapabileceğimizi görüyoruz.
İletişimin dijital kanallara kayması, eskisi kadar karşılıklı diyalog kurmamamız veya toplantılar yerine daha havalı araçlar kullanıyor olmamız bu temel 20 hatayı yapmayacağımız anlamına gelmiyor. Erişilebilirliğimizin en üst düzeyde, iletişim kalitesinin ise aynı oradan diplerde olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Hangi platformda olursa olsun muhatabı dinlememek, negatiflik yaymak, yargılamak mümkün. Fikrinizi her yerde beyan etme hastalığına yakalandıysanız bunun toplantıda veya WhatsApp grubunda olması çok birşey değiştirmiyor. Aslında kullandığımız bu mecralar bu hatalara düşmeyi çok daha kolaylaştırıyor.
Bir kitap okumak bize çok şey katabilir. Kimi zaman nasıl bir hayat yaşadığımızı sorgulamamıza, kimi zaman da nasıl iletişim kurduğumuzu gözden geçirmemize sebep olabilir. Okuduğunuz bir cümle ile sizi bir adım sonraki noktaya gitmenize engel olan bir hatanızı düzeltmeniz paha biçilemez. Ne yazık ki Marshall Goldsmith’in zamanı ve sizin bütçeniz kısıtlı. Ama bu “What You Get Here, Won’t You Get There”‘i okuyup faydalanmanıza engel değil.
Kamil Mehmet ÖZKAN
No Comments