Yeni medya, dijital dönüşüm, tasarım odaklı düşünme, pazarlama, psikoloji üzerine bolca okuyup faydalı olduğunu düşündüğüm kaynakları ve düşüncelerimi burada paylaşıyorum.

Özellikle teknolojinin insanların ve toplumların yaşam, düşünce ve iş yapış biçimi üzerindeki etkisini incelemek ilgi alanım.

1986 Bursa doğumluyum. Bursa Anadolu Lisesi, İstanbul ticaret Üniversitesi İşletme Bölümü ve Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Yüksek Lisans Bölümünü tamamladım. 2012 yılında yayınladığım tezin içindeki pek çok önerme çoktan hayata geçti.

2006 yılında ilk stajım ile birlikte başladığım iş hayatında 9 farklı sektörde masanın farklı tarafındaki yer alarak tecrübe edindim. Diğer yandan bir girişimci olarak da çok fazla başarısızlık hikayesi yaşamanın haklı gururunu yaşıyorum. Şuan 16 farklı sektörde faaliyet gösteren firmalara pazarlama ve dijital dönüşüm stratejileri danışmanlığı hizmeti veriyorum. Eğer size faydalı olabileceğimi düşünürseniz lütfen iletişime geçin.

Bu Hafta Okuduklarımdan Aklımda Kalanlar 3 – İşimizin Geleceği, Bahis Ekonomisi, Bilgisayar-insan Arayüzleri ve İçinde Olduğumuz Döngüler

Yeni başladığım yazı serisinin 3., yılın ise 30. Haftasını geride bıraktığımız şu günlerde nereye baksak küresel felaketler, insan türünün verdiği zararlar sıcak bunaltıcı günlerde (eyyamı buhur) daha da çekilmez hale getiriyor.

Ben de bu hafta okuyabildiğim kaynaklardan gözüme çarpanları sizlerle paylaşacağım. Günümüzde en büyük problem bilgi her ne kadar sınırsız olarak internet ortamında olsa da kaliteli içeriğe erişmek için oldukça engebeli bir yol kat edilmesi gerektiği. Dün bir uygulama keşfettim. Wiser Media. Belli konularda kürasyonlar yapabiliyorsunuz. Yeni yeni kurcalıyorum. Keşfettiğimde buradan detaylı bilgi vereceğim. Çokça zaman geçirmek isteyeceğim bir uygulamaya benziyor. Eğer gerçek anlamda kaliteli bir topluluk oluşturup birilerinin reklam mecrasına çevirme çabasına kurban gitmezse Quora gibi.

İşimizin Geleceği

İşimizin Geleceği

Sizce işinizin geleceği var mı? Bence yok 🙂 Biraz geçmişi karıştırdığımızda ve günümüzü gözlemlediğimizde önümüzdeki 5 yıllık sürecin meslekler için çok ciddi değişimler, yok oluşlar, yeni ortaya çıkışlar barındırdığını görebiliriz. Geçtiğimiz hafta Mercer’in yetkinlikler ile ilgili araştırmasını paylaşmıştım. Bu hafta da uzun süredir kenarda beklettiğim McKinsey’in “İşimizin Geleceği” raporuna dalıyoruz.

Bu Hafta, İşimizin Geleceği

McKinsey’de konuya yetkinliklerin değişmesi ve devamlı bir öğrenme hali içerisinde olmamız gerektiğinden bahsederek başlamış. Çarpıcı içgörülere gelecek olursak türkiyedeki her 10 meslekten 6’sının en azından %30 oranında otomatiğe edilebileceği önemli.
Önümüzdeki 10 yıllık süreçte milyonlarca meslek değişirken veya yok olurken bir yandan da bir o kadar meslek ortaya çıkacağı öngörülüyor. Tıpkı yüzyıl önce olduğu gibi… Önmeli olan bu değişim ve yok oluş içerisinde bana bir şey olmaz deyip kendinizi geliştirmeyi bırakmamış olmanız. Peki nasıl geliştireceksiniz?
Geçiş dönemler çok kaygan zeminde gerçekleşir. Bugün popüler olan ama bir süre sonra yine yok olacak olan yetkinliklerden ziyade temel düzeyde sizi her ortama adapte edebilecek, makinelerle ve onların sahip olduğu yapay zeka ile üretken ve uyumlu şekilde üretim yapabileceğiniz bir ekosisteme kendinizi hazırlamız gerekiyor.

Araştırma metodolojisini şu yüzden paylaşıyorum. Bir iş veya meslek dediğimiz kavram değişecek ve dönüşecek diyoruz. Peki nasıl olacak bu? Bizim iş dediğimiz kavram bir sürü birbirine bağımlı veya bağımsız adımlardan, farklı yetkinliklerin farklı düzeylerde ve sırlardan kullanılmasından oluşan bir süreç. Belki bir doktorluk, avukatlık veya yazılım uzmanlığı direkt olarak yok olmayacak fakat eskiden yaptıkları şeylerin adedi, sırası, yapış biçimleri ve kullandıkları araçlar değişecek. Bence araştırma metodolojisi bir sürece nasıl bakıldığını anlamak için güzel bir örnek. Faydalanmak gerek.

Araştırma Türkiye’ye özel olduğu için önümüzdeki 9-10 yıllık süreçte hizmet ekonomisinin artacağı ve bu alanda yoğun olmak üzere büyüme ile birlikte 3.1 milyon iş artışı potansiyeli ortaya çıkacağı öngörülmüş. Mevcut işler ile birlikte 33.3 milyonluk bir işgücüne ihtiyaç olacak. Tabi bu 10 yıl bugünlerde gündemimizi meşgul eden toplu göçler ile birlikte nüfus büyüme hızına da uygun olarak yeterli olacak mı? Hali hazırda yüksek olan genç nüfus işsizliğinin yangınını söndürecek mi? Çok emin değilim. Daha çok kırılım yaşayacağımızı da öngörmek için kahin olmaya gerek yok.

Peki bu değişim sürecinde onca meslek yok olurken, kalanlar dönüşürken hem bireyler hem de eğitim kurumları nasıl kendilerini güncel tutabilir. Raporda buna da değişilmiş.

İki Ekonomi, İki Kural Kümesi

Bu hafta Optimist Yayınlarının her ay ücretsiz yayınladığı ve çok değerli makalelerden oluşan bülteninde Tim O’reilly’nin enfes bir makalesine denk geldim. Üzerine çokça düşünülmesi, sindirilmesi gereken tespitlerin yer aldığın bu makaleden bahsetmesem olmazdı.

Bahis ekonomisi işletme ekonomisine karşı. Aslında makalenin özeti bu. Konuyu Elon Musk gibi günümüz modern ekonomisinin pop starı üzerinden anlatması geniş kitleler için anlaşılmayı kolaylaştırmış.

Elon Musk neden bu kadar zengin?
Çünkü insanlar onun üzerine bahse giriyorlar. Ancak bahisten karı çekmek için pistlerdekinin aksin borsada daha yarış devam ederken çekebilme imkanı sağlıyor. İnsanlar Elon Musk’ın ve şirketlerinin yaptıklarını değerlendirerek yatırım yapmıyor. İleride yapma ihtimalini değerleyerek yatırım yapıyor. Tabi bunda son 15 yılda hiç olmadığı kadar para basılıp piyasaya sürülmesinin katkısı var mıdır? Kesinlikle.

O’reilly konuyu 17.yy’daki Lale çılgınlığı dönemine benzetiyor. Ama asıl önemli bir tespit iktisatçı Carlota Perez’den gelmiş. “Balonlar, devrimci yeni teknolojilerin benimsenmesini gerektiren döngülerin doğla parçasıdır.”
Yani? Yukarıda da bahsettiğimiz gibi geçmiş sanayi ve endüstri dönemlerinin ilk dönemlerinde olduğu gibi bu dönemlerde de pek çok balon ortaya çıkacak. Bazıları patlayacak. Bazıları ise riskli olan havasını tahliye ettikten sonra yükselmeye devam edecek. O zaman çok dikkatli olunması gereken bir dönemden geçiyoruz. Ve sürekliliğini devam ettiren bir dönem bu. Başlangıcı tam tespit edilemeyeceği gibi şu tarihte bitecek demek de gereksiz ve saçma olacaktır.

Tim O’Reilly “Zenginler ve yoksullar, farklı kurallarla işleyen iki ayrı ekonomide yaşıyorlar. Çoğu sıradan insan 1 doların 1 dolar olduğu bir dünyada yaşıyor.” derken 1 doların bahis ekonomisinde Tesla hisselerinde 600 dolara, Amazon’da 67 dolara, Google’da ise 37 dolara denk geldiğinden bahsediyor. Mark Zuckerberg’in bile “Bir yerde, hiç kimse o kadar fazla paraya sahip olmayı hak etmiyor.” Dediği ortamda para basılmaya ve bu kaynaklar belli kişi ve kurumların kasalarına akmaya devam ediyor. Peki o şirketler bu kadar kaynakla neler yapıyorlar? Bir süre sonra bu birikimler de çöp olacak para dediğimiz kavrama atfettiğimiz anlam değiştiğinde.

Makineler Beynimizi Kontrol Edebilir Mi?

Küçüklüğünde izlediğim çizgi filmlerde hep kötü bir karakter çıkar ekranlardan yayınladığı ve insanı hipnoz eden bir görüntü ile tüm dünyayı zombi ve kendi kölesi haline getirirdi. Anda ve ayık kalabilen birkaç kişi de dünyayı kurtarırdı. Post-truth (gerçek ötecilik) kavramını her düşündüğümde bu çizgi filmler aklıma geliyor. Oradan Hitler’in propaganda bakanı Gobels yöntemleri vs derken insan başka yerlere kayıyor.

Bu hafta yine Optimist bültende okuduğum başka bir güzel makaleden bahsetmeden geçemeceğim. Makineler Beynimizi Kontrol edebilir mi? Bu sorunun cevabı uzunca bir süredir araştırmacılar tarafından araştırılıyor. İlk kez okudum Jose Manuel Rodrigues’in 1967 yılında gerçekleştirdiği ve ona doğru koşmakta olan azgın boğayı bir tuşla durdurduğunu öğrenmesem Elon Musk’ın Neurolink şirketinin ilk kez düşünülmüş devrimci bir fikir olduğu inancına kapılacağım.
Pek çok gelişim ve teknolojik sıçramanın uzunca geriye uzanan bir geçmişi oluşuyor. Sonra bulgular üst üste konula konula bir yere varılıyor. Bunu en iyi şekilde ticarileştiren ise ticari anlamda voleyi vuruyor. Geniş kitleler onu biliyor.

Bilgisayar – beyin arayüzü geliştirme üzerine tüm teknoloji tycoon’ları yatırım yapıyor. Çarpıcı olan şu beyne implant takılmadan da lazer ışınları, ultrason, elektromanyetik dalgalar, alternatif akım ve doğrudan akım yoluyla gerçekleştirilen uyarımlar da beyne gerekli aktiviteyi tetikletmede veya durdurmada etkili olabiliyor.
İşte bu biraz korkutucu. Yapay zekaların, algoritmaların hayatımızın merkezine girdiği günümüzde neye, kime ne kadar güveneceğiz? Distopyaya derinlemesine düşmememiz için bir engel yok.

Toplumların inşa ettiği güven altyapılarını da çok güzel kategorize etmiş. Paylaşmak isterim.

İktisatçı Herbert Simon’un yarım yüz yıl önce ortaya attığı “yapay” ile “sentetik” arasıdaki farkı da kayıtlara geçirmekte fayda var.

Bitmeyen Döngülerin İçerisine Girmek

Bu hafta 4 güzel grafik de paylaşmak istiyorum.
Döngü 1: Zevkine öğrenmeye devam edip bir türlü uygulamayan döngüsü.

Döngü 2: Elindeki fikirleri hayata geçirmeden hep yeni fikir peşinde koşanların döngüsü

Döngü 3: Mükemmeliyetçilik döngüsü. Ürünü çıkaracağız ama önce mükemmel hale getirmeliyiz. Derken ömür biter.

Döngü 4: Fazla Düşüneneler döngüsü. Durmadan ideali düşünüp aksiyon almadan düşünmeye devam edenler diyebiliriz. Düşünmeden hareket etmemek gerek elbet ama düşünmeye de takılırsanız döngü sonsuza kadar sizi takip eder.

Önümüzdeki haftaya kadar kendinize çok dikkat edin. Kendinizi, sevdiklerinizi ve doğayı korumak için elinizden geleni yapın. Her insan yaşadığı her yıl için en azından 1 fidan dikmeli bu hayatta. Hiç dikili fidanınız yoksa bir yere şimdiden eksikleri de tamamlayacak şekilde dikmeye başlayın. Seneden seneye ağaçlardaki değişim ve gelişimi gözlemlerken alacağınız keyif inanılmaz. Gidin bizzat bakın. Sulayın. gelişimi gözlemleyin. Yerimiz yok demeyin. Biraz kafanızı kaldırdığınızda ne kadar da çok yer olduğuna inanamazsınız.

Kamil Mehmet Özkan

Tags:

Kamil Mehmet ÖZKAN

◾️Digital Coach™️, New Media, Advisor, Speaker, Writer, Digital, Mobile, New World, New Customer, Istanbul, Gourmet Foods, Travel, Blogging

No Comments

Post a Comment

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.